• BIST 8955.07
  • Altın 2279.814
  • Dolar 32.3112
  • Euro 35.0959
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 9 °C
  • Antalya 15 °C

Kul affetmez ise, Allah da affetmez

Fikret Kalmuk

AKP döneminin ilk Başbakanı olan, sonra Dış İşleri Bakanlığı ve sonrasında da Cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül şöyle bir itirafta buyurmuş:

-Dini siyasete karıştırmakla çok büyük yanlış yaptığımızı anlıyorum. Allah bizi affetsin.
Sayın Gül…
Sizin de itiraf ettiğiniz gibi, yanlışınız bu ülkeyi felakete götürecek kadar büyük…
… Ve en azından ülke halkının yarısının hakkını yediniz… Ahını aldınız… Yani üzerinizde kul hakkı var…
Dindar olduğunuzu söylüyorsunuz ama…
Hakkını yediğiniz bu halktan özür dilemeden Allah’ın affına sığınıyorsunuz.
Oysa Cenabı Allah “ Bana kul hakkıyla gelmeyin,” demiyor mu?...”
Öyleyse en azından, başından beri yaptıklarınızın yanlış olduğunu söyleyen… Kulak tıkamalarınıza rağmen aldığı ve alacağı cezalara aldırış etmeden sizleri uyaran bu halkın yarısından özür dilemeden…
Onlardan helallik almadan Allah’ın sizi af edeceğini mi sanıyorsunuz?..
Eğer öyle ise bu güvenceyi nereden alıyorsunuz?...
Sayın Gül, söylemlerinizde samimi iseniz, önce Türkiye Cumhuriyeti’nin yalaka olmayan, el etek öpmeyen vatandaşlarından açık açık özür dileyeceksiniz, sonra Allah’tan… Belki o zaman Allah’ın affına mazhar olursunuz…
Ancak ben kendi payıma;
Dini devlet işlerine karıştıran… Kumpaslarla ordu üst kademesini çökerten… Adalet kurumunu paspasa çeviren… Halkı birbirine düşman eden… İktidar uğruna teröristlere destek çıkan… Hiç kimseye hakkımı helal etmediğimi de vurgulamak istiyorum.
****
NE OLDU ÇILGIN PROJE?
Gazeteci dostum, yazılarını beğeniyle okuduğum Ergun Kaftancı, 9 Mart günü Ekonomist Türk Sitesinde yayınladığı bir makalede, ‘Kanal İstanbul’ projesini derinlemesine incelemiş…
Konunun can alıcı unsurlarını gözler önüne seren ve projenin hayata geçirilmesinin Türkiye için büyük bir tehlike oluşturacağını vurgulayan makalenin bir kaç paragrafını, izninizle sizlerle paylaşmak istedim…
Buyurun okuyun…
“Proje Erdoğan'a ait değil dedik...
Açalım...
Bu fikir, 16.Yüzyıl'dan bu yana tam altı kez gündeme gelmiş...
Cumhuriyet döneminde ise bu fikri merhum Bülent Ecevit gündeme taşıdı, hatta DSP'nin 1994 seçim beyannamesine de yazdı...
Rahmetli de dış güçlerin gazına gelmiş, lafına kanmıştı...
.......................

2011'deki seçimden 46 gün önce ise Tayyip Bey oyları silip süpürmek amacıyla "Çılgın Proje"yi seçim propagandasının göbeğine oturttu...
Oyları da aldı...
Muhakeme melekesine sahip olmayan seçmen, projenin mimarı gibi gösterilen Tayyip Bey'in partisine oy verdi.
......................
Bu projenin "Yap arkadaş, arkandayız" şeklinde batı tarafından desteklenir gözükmesinin temel nedeni Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde yer alan hükümler...
Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler Boğaz'dan geçiş hakkını kolayca kullanırken kıyısı olmayan ülkelerin, yani AB ile ABD'ye ait savaş gemilerinin geçiş süreleri ve tonajları kısıtlı...
Bu ülkelerin Karadeniz'e rahatça çıkması ancak Kanal İstanbul sayesinde gerçekleşecek. Çünkü kanal, Montrö Sözleşmesi'nin kapsamında değil...
.......................
Amerikan politikasının amacını ve yönünü hâlâ anlayamadık...
Bu ülke süper güç olmayı havadan ve denizden sağlıyor...
Washington'a göre ikisinde de güçlü olmak ilk koşul...
Kanal İstanbul buna imkân sağlayacak bir proje telâkki ediliyor. ABD böylece Karadeniz'e geçerek orada da güçlenmiş olacak...
Rusya Akdeniz'e kısıtlı hükümlere uyarak inerken Amerika Karadeniz'e rahatça yerleşecek...
.......................
Yanlış yapıyoruz; açık ve net, Kanal İstanbul güvenliğimizi tehlikeye sokacak bir proje...
Karadeniz, savaş alanına dönerse ilk hedef biz oluruz.
Onu düşünemiyoruz!
………………….

Şimdi anladınız mı Kanal İstanbul projesinin altında yatan çapanoğlunu?

Arzu eden okur, yazının tamamını aşağıdaki adreste bulabilir.
http://www.ekonomistturk.com/yazar/ergun-kaftanci/ne-oldu-cilgin-proje/1623.html
.......................

***
Mahkemeden Ders Gibi Karar

Yalova Asliye Ceza Mahkemesi 13 Mayıs 2015’ te, Soma için yapılan yürüyüşte attıkları sloganlar nedeniyle, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan 15 sanık hakkında verdiği beraat kararının gerekçesini açıkladı.
Haberi BirGün gazetesi muhabiri Hakan Demir duyurdu. "Hırsız katil Erdoğan" sloganını değerlendiren mahkeme, 'hırsız' ifadesi için "17-25 Aralık operasyonlarıyla ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarına protesto mahiyetinde görüşlerin ve eleştirilerin dile getirilmesi" ifadelerini kullandı. 'Katil' ifadesi için ise Soma katliamı ve Gezi direnişinde gerçekleşen ölümlere atıf yapılarak Erdoğan'ın o dönemlerde iktidar partisinin başında yer aldığı belirtildi.
Cumhurbaşkanının toplumun tüm kesimlerine aynı mesafede durması gerekirken, hala iktidarda bulunan siyasi parti başkanı gibi davrandığı, atılan sloganların, eleştiri ve ifade özgürlüğünün temelinde olduğu vurgulandı.
……………..
Mahkemenin kararı adeta bir hukuk dersi niteliğinde…
Bu karar emsal teşkil etmeli… Tüm adalet savaşçılarını cesaretlendirmeli…
Her kelimesi özenle seçilmiş… İtiraz götürmeyecek şekilde net ve açık…
Ülkemizde hala adalet ilkelerine yürekten bağlı hâkimlerin olduğunu öğrenmek, geleceğe bir nebze olsa bile ümitle bakmamızı sağlayacak nitelikte…
Böyle hâkimleri ayakta alkışlamak, çoğalmaları için dua etmek gerek…
Yüreğinize sağlık… Adalet duygunuza sağlık.. Vicdanınıza ve en önemlisi cesaretinize sağlık…
İnşallah başlarına bir şey gelmez…
Kumpas… Paralel yapı… İktidar düşmanı suçlamalarıyla karalanmazlar…
 

Bu yazı toplam 3054 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.