• BIST 9693.46
  • Altın 2509.823
  • Dolar 32.5759
  • Euro 34.7692
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C
  • Antalya 18 °C

Ergüder Tırnova - Halkla İlişkiler

Medyanın mütevazi çınarı yarım asrı devirdi

Geçtiğimiz hafta, basın ve medya dünyasında yarım asrı deviren bir isim, dostları ve arkadaşları ile birlikte mütevazi bir mekanda, meslek yaşamının 50. yıl dönümünü kutladı. Bir çoklarının “Gazeteci Ağabey”i Ergüder Tırnova, meslek hayatının 50’inci yılını geride bırakırken, aynı zamanda, kurduğu Medialand Halkla İlişkiler’in de 20. yıl dönümünü kutlamanın mutluluğunu yaşıyordu..
Gazeteciliğe İzmir’de 1958 yılında Sabah Postası’nda başlayan Tırnova, spor muhabirliği ile ilk adımını attığı meslek yaşamında, Cumhuriyet, Tercüman, Ak Ajans, ABC Ajans, Yeni Asır, Sabah, Milliyet gibi birçok gazete ve ajans da çalıştı.
Yarım yüzyıllık meslek hayatına bir çok ilki sığdıran Tırnova, aynı zamanda Türkiye’nin ilk “Şeref Basın Kartı” sahiplerinden biri... Gazetecilikte 50 yılı deviren yaşayan çınar Tırnova’nın mesleki yaşam öyküsünü öğrenmek ve bu yaşam öyküsünden bir takım dersler çıkarmak adına Gözlem Gazetesi olarak, Tırnova’nın kapısını çaldık…

Tırnova Öyküsü Sabah Postası’nda başlar

Ergüder Tırnova, gazeteciliğe İzmir’de yayınlanan Sabah Postası’nda spor muhabiri olarak başlar. Tırnova 1962’ye kadarki süreçte Sabah Postası’nda spor muhabirliği, Yeni Sabah, Akşam ve Cumhuriyet Gazetelerinin sporda İzmir temsilciliği görevini yapar. Spor muhabirliği yaptığı döneme ilişkin konuşan Tırnova, “Spor bana göre dünyanın en güzel muhabirlik alanı. Spor muhabirliğinde her şeyden önce kendinizi geniş bir alanda yetiştirme olanağı buluyorsunuz. Spor musabakaları nedeni ile bir çok yurtiçi- yurtdışı seyahatleriniz oluyor. Ki o zamanki spor muhabirleri sporcular ile yakın bir ilişki içindeydiler. Sporcularlar ile her şeyden önce bir duygu bağımız vardı. Onların sevinci de üzüntüsü de sizin olurdu. Ayrıca sporcularla ve yöneticilerle düzeyli bir ilişkimiz vardı”.
Tırnova bu sözleri söylerken bir anda gözü açık olan televizyona ilişti ve döndü: “Bakın Fatih Terim bir basın toplantısı düzenliyor (Çek Takımı ile yapılan maç sonrası) ve o toplantıda bir çok yabancı gazeteci de var; orada gazetecileri azarlıyor. Ve bir gazeteci de çıkıp doğru dürüst soru yöneltemiyor. İşte bu önemli bir olay. Bizim zamanımızda böyle şeyler olmazdı herkes işini dürüst bir şekilde, layıkı ile yapardı” sözleri ile o günden bugüne değişen durumu çarpıcı bir dille özetledi.

Korku ile heyecanla Cumhuriyet’e gider

Ergüder Tırnova, İzmir’de yaşadığı 4-5 yıllık gazetecilik deneyiminden sonra İstanbul’a gelir. İzmir’de Cumhuriyet Gazetesi’nin spor temsilciliği yaptığı için kendisine daha yakın bulduğu Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışmaya başlar. Her ne kadar İzmir’de muhabirlik yapmış olsa da İstanbul Cumhuriyete başlarken 3 ay staj yapması gerekmektedir. Eğer stajda başarılı olursa, o zaman ancak kadroya alınacaktır. Bir başka deyişle, o zamanlar staj için alınırken dahi mubabir ince elenip sıkı dokunuyormuş.

Başbakan dahi Cumhuriyet’e randevusuz gelemezdi

Tırnova, stajyer olarak alınmadan önce, o zamanki Cumhuriyet Gazetesi ile ilgili şunları kaydetti: “Cumhuriyet Gazetesi’nden o zamanlar herkes korkardı. Bakanlar dahi öyle çat kapı Cumhuriyet’e randevusuz gelemezlerdi. Buna Başbakan da dahil... Bizim bir Kemal Aydar ağabeyimiz vardı Ankara temsilcisi... Kemal ağabey orada kral gibiydi. Ankara’nın başbakanı gibiydi. Ki, Cumhuriyet’in önünden geçmek dahi o zamanlar büyük bir olaydı”. Tırnova, Cumhuriyet Gazetesi’nin etkinliği ile ilgili bu sözlerini, Cumhuriyet spor servisine stajyer olarak alınması olayına getirdi: “Vecdi Kızıldemir (Yazı İşleri Müdürü) aldı beni götürdü Ecvet Güresin’in (Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni) odasına. Bende büyük bir heyecan... Benimle birlikte Rauf Tamer de var. Biz ayakta bekliyoruz; otur demeden oturulmuyor. Ecvet Bey masasında oturuyor bir şeyler yazıyor. Vecdi ağabey benden bahsetti; stajyer olarak alınmalar ile ilgili konuyu açtı. Vecdi ağabey beni anlatırken, Ecvet Bey araya girdi ‘Tamam’ dedi ‘tamam tamam ’. ‘Ben takip ediyorum onları, düzgün çocuklar onlar. Takip etmiyor muyum sanıyorsun’ dedi ve bana döndü. ‘Bak şimdi Vecdi anlattı mı sana Cumhuriyet’in (Gazetenin) ilkelerini, biliyor musun o ilkeleri?. Ben de kısık bir sesle ‘evet efendim’ ‘biliyorum’ diyebildim. Ecvet Bey, ‘Peki sen biliyorsun ama ben bir kez daha hatırlatayım’ dedi ve başladı tek tek anlatmaya: ‘Cumhuriyetin ilkeleri vardır.. (Elini masaya vurarak anlatıyor). Burada insanlar doğru olacak. Cumhuriyette çalışanlarda bir aile olgusu vardır. Buna uyulacak. Toplumla iyi ilişki içinde olacaklar. Burada çalışanlar iyi ilişkilere sahip olacaklar. Dışarıya karşı namuslu gazetecilik yapacaklar. Gazeteye koyduğunuz her haberde, o kişi ya da kişilerin mutlaka görüşü olacak. Haberler dürüst yazılacak. Haberini yaptığınız olayda insanların görüşü mutlaka olacak. Şayet haberi yanlış yazdınız, o insanlara başvurulmadan haber konuldu, o zaman önce döverim, sonra o muhabirin kıçına tekmeyi atarım’ diye anlattı”.
Usta Gazeteci Ergüder Tırnova, Ecvet Güresin’in ağzından o sözleri yıllar sonra aktarırken bile o anı yaşar gibi, ogünkü heyecanla anlattı ve şöyle devam etti. “Bu ilkeler doğrultusunda herkes işini Cumhuriyet’te layıkı ile yaptı; ne biri kötü söz işitti ne de kapı dışarı edildi”.

Cumhuriyet zorda eski ekip toplanıyor

Ergüder Tırnova, Cumhuriyet’teki muhabirlik süreci sonrası 1967’de Tercüman Gazetesi’ne geçer.. Zira o dönem Tercüman’da müthiş atılım vardır. Spor basınından bir çok önemli isim Halit Kıvanç,Necmi Tanyolaç, İslam Cupi Tercüman Gazetesi'ne geçmiştir. Ki Tırnova o dönem Tercüman’dan önemli şeyler öğrenir... Tercüman Gazetesi’nde 4 yıla yakın çalışan Tırnova 1971’de tekarar Cumhuriyet’e döner. Tırnova’nın o dönem tekrar Cumhuriyet’e dönmesi bir başka deyimle ‘zaruriyet’ten olur. Zira herkesin korktuğu, büyük bir saygı duyduğu Cumhuriyet’te büyük bir kan kaybı yaşanmış, yönetimden önemli isimler ayrılmış ve gazeteni tirajı trajik bir seviyeye gerilemiştir. 300-400 bin tirajlı gazete 38 bine düşmüştür. Yöneti kurtuluş için çare aramaya başlar. İlk önce, eski Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarını toplar ve Tırnova’nın anlatımı ile Başyazar Nadir Nadi onlara şu tarihi kısa çağrıyı yapar: “Gördüğünüz gibi gazetenin durumu kötü. Hepiniz ‘Cumhuriyetçi’ diye geçiniyorsunuz. Gazetenin hali de belli; hadi bakalım gösterin ‘Cumhuriyetçiliğinizi de görelim” der ve o anda konuşulan o mekan buz kesmiştir. Duygusal bir ortam ve ağlayanlar var. Tırnova işte bu çağrı sonrası “Büyük Bir Okul” olarak nitelediği Cumhuriyete geri döner.

1978’de halkla ilişkilere geçer ilkler yaratır

1971’den 78’e kadar Cumhuriyet, AK Ajans ve ABC Ajansta çalışan Ergüder Tırnova, 1978’de Halkla ilişkiler alanına geçiş yapar. Tırnova o dönem Türkiye’de çok yeni gelişmekte olan bir alanda Profilo Grubunda göreve başlar. Ki o dönem Türkiye’nin en büyük holdinglerinden bir olan Profilo’da 36 şirkette 8 bin kadar çalışanı vardır. Tırnovayı, Profilo Holding bünyesinde yoğun bir halkla ilişkiler çalışması bekler. Bir yandan personelin eğitimi bir yandan yurtdışı ilişkiler, bir yandan çalışanların çocukları için hafta sonları düzenlenen sportif faaliyetlerde müthiş bir atılım içinde olurlar. Tırnova özellikle çalışanların çocuklarına yönelik düzenledikleri sportif faaliyetlerden söz ederken tekrar o günlere dönüyor gibiydi: “Hafta sonu çalışanların çocuklarını çeşitli dallarda sportif imkanlar sunuyorduk. Eğitmen olarak da Spor Akademisinden öğrencilerden yararlanıyorduk. Spor akademisinden 17 eğitmenimiz vardı. Hem staj yapma imkanı buluyorlardı hem de belli bir para alıyorlardı. Bizim o dönemki eğitmenlerimiz spor dalında uluslararası çapra bir çok başarıya imza attılar.”
Tırnova’nın Profilo’daki bu halka ilişkiler faaliyetleri Sabah Gazetesinin kuruluş tarihine kadar sürer. 1980’li yılların ortası... İzmir’de Yeni Asır’ın sahibi olan Dinç Bilgin İstanbul' da yeni bir sayfa açmaya gelir. İzmir’de Yeni Asır’da bilgisayar teknolojisi ile büyük bir devrim yapan Bilgin’in hedefinde İstanbul vardır. Dinç Bilgin, ne yapıp etmeli, mutlaka İstanbul'a gelmeliydi... Basının kalbi İstanbul'da atıyordu ve Ege'nin sınırları Bilgin'e dar geliyordu.
İstanbul’a gelindiğinde Bilgin yalnız değildir... .Bir yanında Yeni Asır’ın Genel Yayın Müdürü Güngör Mengi, diğer yanında ise Haber Müdürü Çetin Gürel vardır. Gelen ekipten bir isim, Tırnova için çok çok önemlidir. Zira Çetin Gürel, Ergüder Tırnova’nın çocukluk arkadaşıdır. Aynı ortaokula gitmişler. Aralarında çocukluktan gelen bir dostluk vardır. Dinç Bilgin, yanındaki iki önemli isimle birlikte Tırnova’ya kendileri ile birlikte çalışması önerisi yapar. Sabah Gazetesi’ni kuracaklar. Kurmak bir yana adeta yoktan varedecekler.. 78’den sonra gazeteciliğe belli bir ara veren Tırnova o anı şöyle anlattı “İşte gazetecilik böyle bir şey; bırakamıyorsun ‘maalesef’ ara verdiğimiz gazeteciliğe yeniden başladık” derken gülüyor.
Sabah Gazetesi emektar bir kadro ile kurulur; topu topu 50-60 kişi vardır. Herkes hemen her işi yapar. Tırnova anlatıyor ”Müthiş özverili çalışıyordu herkes. Sabah’ı yoktan varettik büyük bir gazete ortaya çıkardık. O dönem Sabah Pazarlama’yı kurduk. Ben oranın müdürü oldum. Sabah Pazarlama’dan müthiş para kazandık. Tek kalemde 150 bin televizyon dağıttık. Araba satışları yaptık. Bir yandan da sektörel geniş katılımlı toplantılar yapıyoruz 30-40 kişilik.... Aylık çıkardığımız sektör ekleri gazetenin bir sürü masrafını karşılıyor”....
Tırnova, eski dostları ile canla başla çalışır.. Tarih 1989’a geldiğinde Tırnova biraz huzursuzdur.. Zira o dönem hoşuna gitmeyen şeyler oluyor Sabah grubunda. Yaşanan o olumsuz durumlar tabi diğer gazetelerde de görülüyor. -“ Medya nereye gidiyor? ” sorusu takılıyor aklına ve Tırnova, büyük emek verdiği Gazetesi’nden güç de olsa ayrılma kararı alır. Tırnova o ayrılış dönemini anlatırken biraz da sesi titreyerek. “Kolay değil tabii onca yıl canla başla çalıştığım kurum, yoktan var etmişisin...”

Tırnova huzursuz, kurduğu Sabah’tan ayrılıyor

Zor da olsa Tırnova Sabah’tan ayrılır. Sabah’tan ayrıldıktan hemen sonra 1978’da başladığı halkla ilişkiler alanına yeninden döner bu sefer kendi şirketini kurar. Medialand Halkla İlişkiler adlı şirketini kurar... eski patronu Dinç Bilgin de, ofisin mobilyalarının bir bölümünü alır hediye olarak. Zira Dinç Bilgin Gazetesinde büyük emeği olan Tırnova için birşeyler yapmak ister.
Ergüder Tırnova o çok sevdiği mesleğinden yani gazetecilikten fiilen ayrı da olsa, gönlü sürekli gazetecilerle birlikte olur; kalbi mesleği için atar. Kendi şirketini kuran Tırnova, 8 ay kadar sonra Aydın Doğan ile de çalışır. Bir yandan Medialand’i yürüten Tırnova, 15 ay boyunca Aydın Doğan’a “Reklam ve Halkla İlişkiler” dalında profesyonel danışmanlık yapar.
Zira o dönemde Aydın Doğan, Milliyet Gazetesi’ni yeni almıştır. Ancak Tırnova bir yandan Medialand aracılığı ile tüm medya ile ilişki içinde olurken, öte yandan bir medya patronu ile çalışmanın kendisine (Medialand’e) zarar verdiğini görür ve, Doğan ile olan çalışmasını bitirme kararı alır.

‘Kömürün Yeniden Doğuşu’na imza attı

Enerjisinin önemli bir bölümünü Medialand’e veren Tırnova, şirketi Medialand ile ses getirecek başarılara imza atar. Zira Medialand’in yaptığı önemli çalışmalar, şirkete uluslararası alanda bir çok ödül kazandırır. Tırnova’nın “Sürdürülebilir İletişim” olarak nitelediği yöntem kapsamında üzerinde çalışılan konularda kapsamlı projeler geliştirilir ve bu projeler kimi zaman 2-3 yıl sürmüştür.

“Kömürün Yeniden Doğuşu” projesinin başarı öyküsünü Tırnova şöyle anlattı:” Sene 1994 olsa gerek... Şimdiki başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a o yıl Belediye Başkanı olmuştur. Bir süre sonra İstanbul’da kimi bölgelerde yerli kömürün kullanımı yasaklanır. Kömürcüler çaresiz; ne yapacaklarını bilmiyorlar.... Milten Şirketler Grubu’nun patronu Cemil Öktem ve diğer kömür sektörü temsilcileri bana geldiler. Neler yapabileceğimizi konuştuk. Ve onlardan üç gün müsade istedim. O sürede düşündüm neler yapabiliriz diye. ‘İstanbul’u kirleten bir tek kömür mü?’ sorusu aklıma takıldı. Bu soru ışığında İstanbul’da bir çok bölgede araştırmalar yaptık. Ve çok çarpıcıdır ki İstanbul’da en kirli bölge Nişantaşı çıktı. Oysa bu bölgede büyük bir kesim Fuell Oil kullanır. Ancak başta egsoz gazları olmak üzere kirliliğe sebep olan bir çok veriyi ortaya çıkardık. Ortaya çıkardığımız bu bilimsel verileri medya aracılığı ile kamuoyuna duyurduk ve kömüre getirilen o yasaklamanın bir çok bölgeden kalkmasına yol açtık. Ki bizim o yaptığımız çalışma daha bir çok gelişime yol açtı. İlk torba kömürün ortaya çıkışı bizim sayemizde oldu mesela. Ve Milten 50 Kgr’lık torbalar hazırladı. Torba kömürler Migros’ta satılmaya başlandı. Bu sayede biz bu sorunun üstesinden gelmiş olduk. Ve bu çalışmamız ile, çevre dalında, Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği IPRA'nın ödülünü kazandık.” Medialand’in Yönetim Kurulu Başkanı olarak Ergüder Tırnova ödülü 2000’da Chicago’da alır.

Tam sayfa ilanlar tutmadı; Medialand devreye girdi

Medialand’in bir diğer başarısı ise “Alkent 2000 Projesi” kapsamında olur. Alarko Grubu Büyükçekmece’de lüks daireler inşa etmiş. Ancak o süreçte ortalama daire fiyatları 100 milyar iken Alkent’te fiyatlar 1 milyon dolar seviyesinde. Şirket bu daireleri satamıyor.. İki yıla yakın tam ve yarım sayfa gazete ilanları verir ama sonuç alamazlar.. Sonunda Medialand’e gelinir. Medialand bu zor iş içinde etkili bir tanıtım kampanyası düzenler ve 1 milyon dolarlık daireler deyim yerinde ise “Su gibi gider”. Ve bu proje sonrası da Medialand Pazarlama Dalında IPRA’dan ödül kazanır.

Nestle’nin ölü markasını zirveye çıkardı

Medialand’in bir diğer unutulmayan çalışması ise Nestle’nin hazır çorba ürünü Maggi için yapılır. Tırnova anlatıyor “Hazır çorba insanlar tarafında epey kötü bir ürün olarak biliniyor. Nestle’nin Maggi çorbasının tanıtımına başladığımızda piyasada da pazar payı % 5’ler seviyesindeydi. 81 il genelinde “Unutulmaya Yüz Tutmuş Türk Yemekleri” adı altında 81 ilde yarışmalar düzenledik ve bu çalışmayı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Kız Meslek Liseleri ile birlikte yürttük. 81 il de bu projeye dahil oldu. Maggi bu çalışmaya sponsor oldu ve etkili bir tanıtım yapmış olduk. Bizim bu çalışmamız sonrası Maggi 5’inci sıradan yüzde 54 ile birinciliğe yükseldi. Ayrıca Nestle bizim bu “ivent”imizi faaliyette bulunduğu tüm ülkelerde de uygulamaya koydu.

Evet bir çoklarının “Gazeteci Ağabeyi” Ergüder Tırnova, burada sayamayacağımız daha bir çok başarılı projeye imza atmış bir isim. 70 yaşına gelen Tırnova hala ilk günkü coşku ve heyecanla bir şeyler yapma çabasında. Bir yanda Medialand, bir yanda radyo programları, vakıf yöneticiliğ ve daha bir çok faaliyet... Ve Tırnova bütün bu başarıları mütevazi bir dille yanıtlıyor, “Biz gazeteci büyüklerimizden daima ileriye bakmayı öğrendik ve dürüst gazetecilik yapmayı öğrendik. Ben de elimden geldiğimce bunu sürdürmeye çalışıyorum. Bizim kuşaktaki gazetecilere bakın hepsi mutlaka ileriye bakar ve birşeyler yapma azmi içindedirler”

“Aynı anda yazdım, söyledim ve ağladım...”

Tarih 1971. O yıl İstanbul Teknik Ünüversitesi, Basketbol takımı Avrupa Şampiyonu Polonya’nın Krakov takımı ile Avrupa Avrupa kupası maçı oynanacak. Herkes de bir heyecan... Maç günü gelir çatar. Salon hınca hınç dolu... Herkes Avrupa Şampiyonu bir takımı görmeye gelmiş. Kimsenin umudu yoktur İTÜ takımının Avrupa şampiyonu Polonya takımını yenmesine... Tırnova o maçı anlatıyor ”Bizim oyuncular hemen hepsi bir boyda kısa kısa oyuncular... Polonya takımındaki oyuncuları ise dev gibi boylu poslu çocuklar... 2 metrenin üzerinde. Maç başladı. Fakat inanılmaz şeyler oluyor. Bizimkiler topu kaptıkları gibi hoop potaya. İnanılmaz bir ortam. Sayıyı atan sporcularımız yanımıza geliyor ‘çak çak’ diye sevincini biz gazetecilerle paylaşıyor. Müthiş atmosfer. Ben o arada hem gazete için haberi yazıyorum, Hem TRT’ye maçı anlatıyorum. Sevinçten ağlıyorum. Bir yandan göz taşlarımı silerken bir yandanda maçı anlatmaya çalışıyorum, o arada gazeteye maçı yazmaya çalışıyorum... Müthiş bir ortamda ve İTÜ takımı o maçta Avrupa Şampiyonu takımı 14 sayı farkla yendi”. Evet Tırnova'yı sevinçten göz yaşlarına boğan bu maç o yıl Cumhuriyet Spor Servisine ödül kazandırır. Cumhuriyet Spor, Ergüder Tırnova maç yazısı dalında bu ödülü alır. Ki o zamanlar spor alanında Milliyet Spor’un mutlak bir üstünlüğü var; tüm birinclilikler onlara gider diğer gazete muhabirleri ancak 2’incilik, 3’cülükle yetinirler. Tırnova’ın anlatımı ile Cumhuriyet o yıl Spor dalı dışında iki- üç dalda daha birincilik ödülünü alır. Muhtelif dallarda ise toplam 11 ödül alır. Tüm servis çok başarılıdır o yıl.

“Kitle içinde olduğumuz arabaya kaldırmaya çalıştı”

Ergüder Tırnova’nın yarım asırlık zaman diliminde unutamadığı anılardan biri de 1960’da yaşanır. Denizlili Hasan Güngör 1960 Roma Olimpiyotları’nda güreş dalında dünya şampiyonu olur. Tırnova anlatıyor: ”Hasan şampiyon olmuş; İzmir’de yer yerinde oynuyor. Hasan’a şehir turu attıracağız. Tenisci Esin diye bir arkadaşımız var çok lüks bir arabası var. Üstü açık çok güzel bir araba... Sonra bir an arabanın atrafında müthiş bir kalabalık birikti. Heyecandan, sevinçten bağrışmalar... Esin arabayı kullanıyor yanında Hasan ve ben de arkada oturuyorum. Bir an baktım arabayı kaldırmaya çalışıyor. O an çok heyecanlandım. Arabada, Olimpiyat Şampiyonası’nda alınan ödüller duruyor. Kalabalık müthiş coşkulu... O an çok büyük bir heyecan yaşadık biz arabadakiler”.

Tırnova’yı dostları yalnız bırakmadı

Medialand"ın Balmumcu'da ki yeni ofisinde yapılan kutlamaya medya, iş ve sanat dünyasından bir çok konuk katılarak Tırnova ve Medialand'ın mutlu gününü paylaştı. Ünlü sunucu Halit Kıvanç, Spor yazarı Eyüp Karadayı, Senegal ve Maldivler Başkonsolosu Nihat Boytüzün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ve yönetim kurulu üyeleri, Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Celal Toprak, Halkla İlişkiler Derneği Başkanı Figen Toksü, THY eski Basın Müşaviri Engin Öktemer, NTV'den Zafer Arapkirli, Akşam gazetesinden Serdar Bapoğlu,Mustafa Dolu, Türkan Yılmazer, İlhami Davutoğlu, Hürriyet Gazetesi' nden Arif Dizdaroğlu, Flo Havacılık Yöneticisi Halim Mumoğlu, Turkiye turizm.com sahibi Özkan Altıntaş ile çok sayıda gazeteci yer aldı. Gündüz 14:00 de başlayan coşkulu hava gece 24:00 e kadar devam etti. Sektörlerin önemli yöneticileri ve PR' cılar bu anlamlı gününde Tırnova' yı ve ailesini yalnız bırakmadılar.

Tırnova’nın kazandığı bazı ulusal uluslararası ödüller:

Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği IPRA'nın geleneksel olarak düzenlediği Golden World Award (GWA) 2000 yarışmasında yılın en başarılı çevre çalışması ödülünü aldı. ‘‘Kömürün Yeniden Doğuşu’’ isimli projeyle ödüle layık görülen Medialand, projeyi Milten Şirketler Topluluğu için hazırlamıştı. Yarışmaya, dünya çapından 158, Türkiye'den ise 8 şirketin 16 değişik katagorideki projesi katılmıştı. Medialand, Çevre PR'ı katagorisinde GWA 2000 Ödülünü alırken, üç Türk şirketi de mansiyon kazandı. Chigago'da yapılan ödül töreninde Medialand'in ödülünü Medialand Yönetim Kurulu Başkanı Ergüder Tırnova aldı. Medialand, geçen yıl Alkent İstanbul 2000 projesi ile GWA 1999 ödülünü almıştı.

ERGÜDER TIRNOVA MESLEK ÖDÜLLERİ

2007 TÜHİD ( Türkiye Halkla İlişkiler Derneği ) 35. yıl plaketi ödülü.

2006 IPRA ( Uluslar arası Halkla İlişkiler Derneği )yarışmasında,

Profilo Alışveriş Merkezi sosyal sorumluluk projesi olan “Liselerarası Tiyatro Yarışması ” ile mansiyonluk ödülü.

2006 Kopenhag ESDA ( Avrupa Seksüel Bozukluklar Birliği ) ASAD adına “ Avrupa Cinsel Fonksiyon Konseyi Kadın Cinselliği ” birincilik ödülü.

2006 İstanbul Üniversitesi' ne 28 yıldır verdiği hizmetlerden dolayı onur plaketi ödülü.

2001 Maggi Etsu için projelendirilen “ Liselerarası Meslek Y.O. Türkiye Yemek Yarışması ” Nestle tarafından yılın en başarılı aktivitesi ödülü.

2000 “ Başarılı İletişimciler ” yarışmasında Halkla İlişkiler dalında en başarılı iletişimci ödülü.

2000 IPRA' nın ( Uluslar arası Halkla İlişkiler Derneği ) düzenlediği Golden World Award ( GWA ) yarışmasında Milten firması için hazırlanan “ Kömürün Yeniden Doğuşu ” adlı proje ile “ Yılın En Başarılı Çevre Çalışması ” ödülü.

1999 IPRA' nın ( Uluslar arası Halkla İlişkiler Derneği ) yeni ürün tanıtımı dalında Alarko' nun Alkent 2000 tanıtım projesi ile birincilik ödülü.

Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.