Ege kıyılarına orkinos yetmez balina isteriz

Yılardır görmediğim Sığacık körfezine girdiğimde gözlerime inanamadım. Aman Allah’ım, deniz yok olmuş. Her yer direk dolu…
Rıhtımdaki çay bahçelerinden birine oturdum. Sağa döndüm. Tarihi kalenin duvarları. Soluma baktım marinaya bağlı teknelerin direkleri.
Eğer, ne içeceğimi soran garson kızın güler yüzü olmasaydı, bu işkenceye daha fazla tahammül edemezdim.
Kalenin içindeki sokakları dolaştım bir süre…
Eski evlerden bazıları öylesine zevkli onarılmıştı ki, hayranlıkla seyrettim. Ve bu güzelliklerin artmasını diledim içimden…
Teos’a doğru yol alırken, tepeden Sığacığı görüntülemek için durdum.
Karşı koyda, kaldırılacağı söylenen balık çiftliği hala yerinde duruyordu.
Öte yandan, orkinos çiftliğine halkın tepkisi büyüktü ama, Orman Bakanlığının kimseye aldırdığı yoktu…
Çünkü egemenlik halka değil, kendisine aitti.
Yine çünkü, halk oylarını verirken “ ormanları tahrip edin. B2’leri çaktırmadan satın, Çevreyi berbat edin, Kıyılarımızı bataklığa çevirin, Sahillerimizi talan edin” yetkisi vermişti çok şükür(!)
Eee yetkiyi eline geçirdin mi bir kez, değil orkinos, balinalar için bile çiftlik kurabilirdin.. Kimse de gıkını çıkaramazdı.
Ne hikmetse, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, Atatürk’ten sonra bir denizcilik bakanlığı kurulmadı..
Kabinelerde denizden ve denizcilikten anlayan hiç kimse görev yapmadı.
Gerçi, “olsaydı ne değiştirdi, kafalar değişmedikten sonra “ dediğinizi duyar gibiyim.
Kürt, açılımı, PKK açılımı, Ermeni açılımı, türban açılımı oluyor da , sahillerin halka açılımı neden olmuyor ?
Ekmeksiz plajına giderken içinden geçtiğim, Orman Bakanlığına ait piknik yerinin de, özel sektöre verileceğini duymak ikinci bir darbe oldu benim için.
Fabrikalar, limanlar derken sıra, yeşil alanlara da gelmiş anlaşılan.. Babalar gibi satmak böyle olur ancak..
Halkın, faydalandığı tüm alanlar ellerinden alınıyor birer, birer.
Bu gidişle, yeşili görmenin, denize ulaşmanın yanı sıra, havayı solumak bile paralı olacak, ışık hızıyla ilerleyen ülkemde.
Kelaynak kuşlarını bile koruma altına alan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, denizlerimizi kirletenlere kucak açması, piknik alanlarını özel sektörün ele geçirmesine çanak tutması anlaşılır gibi değil.