• BIST 8718.11
  • Altın 2246.456
  • Dolar 32.3316
  • Euro 35.1959
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 1 °C
  • Antalya 10 °C

Amasra’nın Fethi ve termik santral faciası

Amasra’nın Fethi ve termik santral faciası
Değerli gazeteci arkadaşım emekli Hürriyet gazetesi muhabiri Faik Kaptan Karadeniz’in incisi Amasra’nın yokedilişinin bu gibi çevre facialarına örnek olacak bir acı yaşadığını yazdı

FAİK KAPTAN
İSTANBUL -
Değerli gazeteci arkadaşım emekli Hürriyet gazetesi muhabiri Faik Kaptan “İşte size dört başi mamur bir hikaye!” diyerek Amasra’nın nasıl katledildiğini kaleme almış. Karadeniz’in incisi Amasra’nın yokedilişi bu gibi çevre facialarına örnek olacak bir acı yaşıyor.

Faik Kaptan’ın yazısı şöyle:

Bugün yaşadığımız kent İstanbul’un Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinin yıldönümü. Tam 565 yıl geçti. Karadeniz’in incisi Amasra’yı da 7 yıl sonra 1460’da Osmanlı tarihinde ilk kez uygulanan özel bir operasyonla bizzat kendisi giderek fethetti. Ruhları şad olsun

amasra.jpg

amasra-001.jpg

Bu cennet köşeye tırım tırım termik santral yapmaya çalışanların özellikle okumaları gerek bir olay.

Bu yazının başlangıcında İstanbul’un şanlı fethi sırasında kente her türlü ikmali yapan Cenevizlilerin yaşadığı Amasra’nın bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından fethinin hikayesi var. Bitiş kısmında ise hiç utanmadan sıkılmadan 3 bin yıllık tarihin yaşandığı, Dünyanın Gözü olarak nitelenen Cennetten bir köşe Amasra’ya hala daha, ille de Termik Santral yapacağım diyen zihniyete yazdıklarım olacak.

Fatih, 21 yaşında iken 1453 yılında karadan ve denizde yaptığı savaşlardan sonra ve 53 gün suren kuşatma sonucunda kenti teslim aldı. İstanbul teslim alındıktan sonra kentte yağma yapılmadı. Hatta Fatih kente girince tüm halkın haklarının korunacağına dair bir ferman bile yayınladı. Bu arada sadece Ayasofya Cami yapıldı. İstanbul’un fethi dünya tarihinde yeni bir çağın başlangıcı oldu.

Fatih’in bu kuşatma sırasında Bizans halkının yiyecek ikmali nereden yapılıyor sorusu hep kafasını kurcalışordu. Sonunda sorunun cevabını buldu. İstanbul’un içinde ayrı bir Dükalık olan Galata’da yaşayan Cenevizliler bu hizmeti büyük para karşılığında yerine getiriyordu.

amasra-002.jpgPeki, Galata’daki bu merkeze malzeme nereden geliyordu?

Onu da kısa sürede çözdü. Tam 3000 yıldır her türlü ticareti yapan Batı Karadeniz kıyısının güzel beldesi Amasra’da yaşayan Cenevizlilerdi.

Fatih’i fetih süresince çok kızdıran bu olayın çözümü gerekiyordu. Yani sizin anlayacağınız Amasra’nın fethi şarttı. Bir de üstelik Galata’da yaşayan Cenevizliler utanmadan kendilerine özerklik istiyordu. Verilmeyince de Osmanlı’ya karşı hadlerine düşmeden savaş bile ilan ettiler. Yani yılanın başı Galata’da kuyruğu ise Amasra’daydı.

YEPYENİ BİR TAKTİK.

Padişah Amasra’yı son derece önemsiyordu. Fethi için ciddi hazırlıklar yapılmasını istedi. Amasra’da Cenevizlilerden başka o yörede barınan ve korsanlığı meslek edinen “Frenklerden” de şikayetler çoğalıyordu. Bunlar etraflarını vurmaktan, denizlerde soygunculuk etmekten vazgeçmiyordu. Bir yılda verdikleri vergiyi bir günde geri alıyorlardı. Karadeniz’e sefer yapan Müslüman gemilerine musallat oluyorlardı.

Böylece Karadeniz seferi başladı ve Amasra’ya denizden ve karadan yola çıkıldı. Denizden 100 kadırga, 50 nakliye gemisi ve 30 bin bahriye askeri Veziriazam Mahmud Paşa’nın komutasında Karadeniz’e açıldı.

Komutan dahil hiç kimse nereye, niçin gittiklerini bilmiyordu. Cihan Sultanı Fatih yeni bir taktik uyguluyordu. Paşa’ya belirli aşamalarda açması için gizli emirnameler verdi. Bu yöntem, Osmanlı Tarihi’nde ilk kez Amasra seferinde uygulandı. Yol boyunca dört ayrı limanda fermanlar sırayla açılacaktı.

amasra-007.jpgÜSKÜDAR’A AVLANMAYA GİDİYORUM

Amasra Seferi’ni çok gizli tutan Fatih kendisi için de sabah erken saatlerde Sarayda yaşayanlara ” Üsküdar’a avlanmaya gidiyorum” diyerek duyurdu. Sözde avlanmak için Üsküdar’a geçti. Yanındaki az sayıda Anadolu askeri, bu günün tabiri ile Özel Kuvvet Birimi çok seri bir yürüyüşle Akyazı-Bolu yolundan kuzeye yöneldi.

Ordu içinde de nereye gidildiğini bilen yoktu. Bolu’ya gelindiğinde kısa bir mola verildi. İsfendiyaroğlu İsmail Bey, seferin kendi ülkesine yönelik olduğunu sanarak Sinop kalesine çekildi. Osmanlı ordusunda, gerekirse top dökülmesi için çok miktarda tunç yüklü deve katarları da vardı. Bunlar geriden geliyordu. Bolu’dan sonra zahmetli bir yürüyüşle Bartın Irmağı vadisine inen “Fatih, Donanma’nın Amasra açıklarına demirlediğini öğrenince ağırlıklarının bir bölümünü Bartın’da bırakıp Amasra’ya doğru yürüdü.

Bunları bir masal anlatır gibi yazıyorum. Hepsi bir gerçek. Ünlü Hammer tarihinden belgeleriyle aldım. Bizlerin daha 50 yıl önce bu yollardan Gömülünün Otobüsüyle geçerken neler çektiğimizi bölge halkı çok iyi bilir. Dorukhan Dağı’nın geçilmezliği sonrası açılan tünelden bile geçerken bildiğimiz bütün duaları okurduk.

amasra-001.JPGLALA, ÇEŞM-İ CİHAN BU MU OLA.

Fatih Amasra önlerine gelince kaledeki Cenova yetkililerine de teslim olmaları için bir haberci müfrezesi gönderdi. Savunma girişiminde bulunulmaksızın teslim olunması, aksi halde kalenin denizden ve karadan topa tutulacağı ve Padişahın merhamet etmeyeceği duyuruldu.

Bu arada Fatih, Amasra yarımadasının ve kalelerinin gözüktüğü tepeye ulaşınca durdu. Gördüğü güzellik karşısında şok oldu Bu tarihi şehri uzaktan bir süre izledi ve edindiği bilgilerle ilgili olarak yanındaki Lalasına dönerek, “-Lala, Çeşm-i Cihan bu mu ola?” şeklindeki ünlü sorusunu yöneltti.

Denizden ve karadan ani bir kuşatma karşısında şaşıran kaledeki sorumlular teslim olma kararına vararak son Cenova Konsolosunun başkanlığında bir heyeti Padişah’a gönderdiler. “Tekfur, hisarın miftahını bile getirdi.

Teslim kesinleşince hiç kimse esir edilmedi. Amasra’yı savaşsız ve kansız teslim alan Fatih, buradaki Latin, Rum ve Ermeni koloni halkına son derece bağışlayıcı davrandı. Sayıları ancak birkaç yüz dolayında tahmin edilen bu insanlar, Donanma’nın küçük bir filosu ile İstanbul’a Galata’ya gönderildi.

amasra-003.jpgŞİMDİ GELELİM TERMİK SANTRALA.

Amasra, kendi memleketim olduğu için söylemiyorum. İnanın gerçekten bir doğa ve tarih cenneti.

Hattatlar adlı bir şirket, önce devlete, “ Sen artık bu kömür işiyle uğraşma bırak ben yapayım” diyerek ocakları devraldı. Fakat aradan geçen yıllar için bu işi unuttu ve “Ben aslında buraya termik santral yapmak için geldim” diyerek amacını ve yönünü açıkladı. İlle de buraya termik santral yapacağım demeye başladı.

Aklı başındaki insanlar, bölge halkı buna karşı çıktı. Mahkemelere düşüldü. Davalar devam ediyor.

amasra-005.jpgDün akşam TRT’nin belgesel kanalında Bartın’dan başlayan ve Kastamonu’da biten Küre Dağları ve ormanlarını seyrettim. İçim acıdı. Çünkü şayet bu ucube santral Amasra’ya yapılırsa yüz yıl sonraki nesil Küre dağlarındaki bu doğa zenginliğini göremeyecek.

Amcamın Orman Bölge Müdürlüğünü yaptığı Yenice ormanlarında Fındıkaltı yöresinde çocukluğumda gördüğüm kırmızı benekli alabalıkların sadece fotoğraflarını görecek.

Gidin Çatalağzına bir bakın. Her taraf kül rengi. Termik santral beldenin içine etmiş.

Yemin ediyorum Fatih Sultan Mehmet hepinizden bu yaptıklarınızın hesabını soracaktır. Çünkü o Peygamber Efendimizin şefaatindedir. Oraya hazırlıklı olun.

Not: Gördüğünüz iki fotoğrafta Fatih’in Amasra’yı ilk gördüğü yere yakın bölgeden çekildi. Birisi 1926 tarihli ki, Fatih’te buna yakın bir manzara gördü, ikincisi ise yakın tarihte çekildi. Gördüğünüz gibi bilinçsiz yapılaşma en az termik santral kadar tehlikeli.

Bu haber toplam 14414 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.